top of page

Çocuk ve Motivasyon

  • nurklync
  • 23 May 2020
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 14 Şub 2022


ree

Motivasyon gerek çocuklarımızın gerek bizlerin yaşantısında önemli yere sahip konulardan biridir. Motivasyonumuzdaki yükseliş veya düşüşler davranışlarımız üzerinde oldukça etkilidir. Bazen aynı işi yapıyorken bile kendimizde aynı motivasyonu bulamayabiliriz. Çocuklarımız için düşündüğümüzde örneğin, her derste aynı motivasyonla var olmadıklarını biliriz. Değişen etkiler; motivasyonel durumumuzu belirlemekle birlikte motivasyonun da “değişebilir” olması esnek tutumlar içinde olabilmemizi sağlar. İçinde bulunduğumuz zaman için değerlendirdiğimizde, benzer günleri yaşamak veya belirsizliklerin olması motivasyonumuzu olumlu etkilemeyebilir. Bununla birlikte iyileşen hasta sayıları, vakaların azalması gibi haberler ise içimizdeki heyecanı doğal sürecinde arttırabilir ve bu artan heyecan, gün içindeki enerjimiz ve işlerimizdeki motive olma durumumuza yansıyabilmektedir.


Motivasyon teriminin anlamı genel olarak, insan organizmasını davranışa iten, bu davranışların şiddet ve enerji düzeyini tayin eden, davranışlara belirli bir yön veren ve devamını sağlayan çeşitli iç ve dış sebepleri ve bunların işleyiş mekanizmalarını içermektedir(Arık,İ.A.,1996). İngilizce “motive” kelimesi, Latince “movere” yani “hareket etmek, kımıldamaktan (to move) gelmektedir.


Açlık, susuzluk gibi biyolojik motivler; aşk, sevgi, korku gibi heyecanlar/duygusal motivler ve başarı, beğenilme, kabul görme gibi sosyal motivler bizleri harekete geçiren ve belirli davranışlara iten güdülerdir. Bizleri böyle harekete geçiren güdülerimizin temeline baktığımızda ise çeşitli ihtiyaçları görebiliriz. Motivasyonumuz; ihtiyacımızla ilişkili olarak yükselebilir veya giderilen ihtiyaç neticesinde düşebilir. Örneğin; sevilme ihtiyacı yüksek olan bir çocuğun anne,baba veya öğretmeninden o sevgiyi almak adına göstereceği davranışlardaki motivasyonu daha yüksektir. Sık sık sarılma gibi davranışlarda bulunabilir, sevgi sözcükleri söyleyebilir. Onaylanma ihtiyacı yüksek bir çocuğun ise kurallara uyma konusunda motivasyonu yüksek olabilir. Bunun yanı sıra aynı davranışın ve aynı görünen motivasyonun altındaki ihtiyaçlar da birbirinden farklı olabilir. Yukarıda örnek verdiğimiz iki çocuğu ele alalım. Bu iki çocuk da derslerine çok çalışma motivasyonuna sahip olsun. Biri öğretmeni tarafından sevilme ihtiyacını gidermeye yönelik derslerine çok çalışırken, diğeri öğretmeni tarafından onaylanma ihtiyacını gidermek için çok çalışıyor olabilir. Bahsettiğimiz iki ihtiyaç da kişinin içsel süreçleriyle ilgilidir.


İçsel motivasyon; kişinin içsel kaynaklara dayalı olarak harekete geçmesidir. Bununla birlikte dışsal motivasyon ise ödül-ceza, yüksek-düşük not alma vb. gibi dışsal kaynakların harekete geçirdiği durumlardır. İçsel motivasyon kaynakları bireyi harekete geçirmede çok daha güçlüdür ve özellikle öğrenme sürecinde de çocuklarımızın içsel kaynaklarını güçlendirmek önemli hedeflerden sayılmalıdır.


Kişinin motivasyonunu engelleyen çeşitli etkenlere baktığımızda; yüksek kaygı, eleştirilme, düşük özgüven, geçmiş negatif deneyimlerden bahsedebiliriz. Örneğin ebeveynleri tarafından çocuk abi/abla ya da diğer arkadaşlarıyla kıyaslanıyor ve başarısız bulunuyorsa bu durum çocuğun çalışma motivasyonunu ciddi derece düşürebilmektedir. Bazı yanlış inanışlar da çocuklarımızın motivasyonu üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir:


“Babam da çocukken kitap okumayı sevmezmiş.”


“Matematiği anlamıyorum.”


“Öğretmenimden hoşlanmıyorum.”


“Ben sözel konularda iyi değilim”


“Arkadaşlarım dalga geçer.”


Bu atıflar çocuğun düşük performansına bahane hali alır ve istenilen davranışa yönelmesini engeller. Bu örneklerde, çocuğun güvendiği kişilerden alacağı olumlu geri bildirimler pozitif yönde önem taşır.


İçsel Motivasyonu Geliştirmek için Ebeveyne Öneriler

  • Martin & Waltman-Greenwood (1994), çocuğun “bağımsız” olmasında ebeveynin kendi rolünü dikkatlice değerlendirmesini önerir. Bazı motivasyonsuz çocuklar anne babalarına fazlasıyla bağımlı olabilmektedir. Özellikle anne baba yüksek beklentilere sahip olduğunda, çocuğun hataları karşısında büyük ölçüde rahatsızlık duyduğunda çocuğun motivasyonunun düştüğü belirtilir. Her zaman hatalarını düzelten, ne yapması gerektiğini söyleyen, ödevlerini yapan ebeveynin varlığı çocuğun çaba göstermesini ve sorumluluk almasını engeller.

  • Öğretmenlerinden çocuğun düzeyi hakkında bilgi almak çocuğunuzdan yana gerçekçi beklentilerin oluşmasını sağlamanıza ve doğru yerden başlamanıza yardımcı olur.

  • Kendi kararlarını alma becerisi çocuğun içsel motivasyonunu ve kendine güvenini yükseltmede etkilidir. Çocuğun karar alma ve kararlarının sonuçlarıyla karşılaştığında da bunun sorumluluğunu alma noktasında ebeveynleri tarafından desteklenmesi gerekir.

  • Çocuklarımızın kendi ihtiyaçlarının farkına varabilmeleri için onlara hayatı kolaylaştırırken dikkat etmek gerekir. Çocuklarımızın zorluklarla karşılaşmaları iyidir. Bu zorluklar karşısında mücadele etme davranış ve çabaları, problem çözme becerilerini geliştirecektir. Bu nedenle çocuklarımıza her şeyi hazır bir biçimde sunmaktan vazgeçmemiz gerekir. Bunun yerine onlara çaba gösterip başarma güçlerinin olduğunu hissettirmek ve alan açıp fırsat vermek gerekir.

  • Çocuklarımızın sordukları sorulara hemen cevap vermek yerine yönelteceğimiz sorularla onları düşünmeye ve araştırmaya teşvik edebiliriz.

  • Çocuğunuzun “başarılı olma” ihtiyacının önüne geçen farklı ihtiyaçların olup olmadığıyla ilgili dikkatli olabilirsiniz. Örneğin güvende hissetme ihtiyacı giderilmeyen bir çocuğun başarma güdüsü ortaya çıkamayabilir. Önce kendisini güvende hissedecek ardından diğer ihtiyaçlarına yönelebilecektir.

  • Kendilerine zor gelen şeyleri yapmaları için küçük övgü ve ödüller motive edici olabilir. Özellikle süreklilik gösteren çabalarına değer vermek, yerinde ve dozunda övgü-ödüller içsel motivasyonun gelişiminde etkili olabilir. Sonuç odaklı değil, süreç odaklı; yani çocuğun çabasına yönelik övgüler her zaman daha motive edici olmaktadır. Bu övgülerin abartısız ve gerçekçi, içten olması aksi takdirde övgüde bulunulmaması gerekir.

  • Davranışlarının sonuçlarıyla ilgili çocuğunuzla konuşabilirsiniz. Bir davranışı yaptığında veya yapmadığında artı-eksi neler olabileceğini konuşmak ve ona sormak çocuğunuzun farkındalığını ve motivasyonunu etkileyecektir. Başarılı olduğu zaman yaşayacaklarını, o anı, geleceği gözlerini kapayarak hayal etmek ve canlandırmak oldukça etkili olacaktır.

  • Kendisine çok zor görünen bir hedefin parçalara bölünmesi, hedefe giden yolun adım adım planlanması ve parçalara bölünüp her başarılan parçada olumlu geri bildirimlerin varlığı hem zaman yönetiminde hem çocuğun kendini motive etmesinde önemli adımlardandır. Hedefini ve hedef planını yazıp çalışma alanına astığında somutlaştırmış ve hatırlatıcı bir unsur haline getirmiş olur.

  • Çocuğun başarısızlıkları karşısında bunları bir deneyim olarak kabul etmek öncelikle ebeveyn olarak bizlerin göstermesi gereken bir algı ve davranış biçimidir. Başarısızlıkla yüzleşmek, bundan gerekli dersleri çıkarabilmek ve üstesinden gelmek için çabalamak çocuğun motivasyonunu destekleyici olur.

  • İlham veren, harekete geçiren başarısızlıklara rağmen çaba ve sabrı vugulayan başarı hikayeleri okuyup çocuğunuza da okutabilirsiniz.

  • Çocuğunuzun negatif kelime/cümlelerinin farkında olarak bunların pozitif hallerini vurgulayabilirsiniz. “Bir çözüm buluruz.”

  • Zorlandığı konularla eğlendiği ve başarılı olduğu alanları eşleştirmek de önemli olabilir. Zorlandığı bir dersi ailecek oynanacak bir oyuna uyarlayabilmek gibi…

  • Her konuda olduğu gibi çocuğunuza model olmak ve model aldığı kişilerin farkında olmak da oldukça önemlidir. Ebeveyn olarak kendi motivasyon ve heyecanlarımızın farkına varmak ve bunu kendi içimizde de canlandırabilmek çocuğumuzla birlikte gerçekleştireceğimiz süreç üzerinde de etkili olacaktır.

Uzman Klinik Psikolog

Nur KALYONCUOĞLU

KAYNAKÇA

Arık, İ. A. (1996). Motivasyon ve Heyecana Giriş. İstanbul: Çantay Kitabevi.

Martin, M. Ve Waltman-Greenwood, C. (2000). Çocuğunuzun Okulla İlgili Sorunlarını Çözebilirsiniz.(Çev. F. Dağıdır). İstanbul: Sistem Yayıncılık. (Orijinal yayın tarihi, 1995).



 
 
 

Yorumlar


© 2018 by Nur Kalyoncuoğlu

bottom of page