top of page

Özgürlük ve Seçim

  • nurklync
  • 14 Mar 2022
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 17 Nis 2022

"Özgürlük başınıza gelenlerle ne yaptığınızdır."


Zor durumlarla karşı karşıya kaldığımızda verdiğimiz tepkiler geçmişten gelen benzer durumlarda verdiğimiz tepkilerle hemen hemen aynı olan öğrenilmiş başa çıkma yollarımızdır.


Bir örnek üzerinden gidelim;


Size karşı eleştirel tutumunu küçümseyici sözlerle ortaya koyan bir arkadaşınıza incinseniz ya da sinirlenseniz dahi susuyor olabilirsiniz. Benzer durum çocukluk ve gençlik yıllarınızda farklı anlarda da (aile, okul, sosyal çevre) gerçekleşmiş olabilir. Genel olarak yaşantınıza baktığınızda çatışmalardan uzak duran biri de olabilirsiniz. Diyelim ki, böyle bir durumda siz oradan sessizce uzaklaşmayı tercih ediyorsunuz. Bu sizin geçmişten bu zamana kadar devam eden başa çıkma yolunuz. Bu durumda arkadaşınızın rahatsız edici sözleri karşısında gösterdiğiniz tutum özgür iradenizle aldığınız bir karar mıdır yoksa otomatik tepkiniz mi?


Özgür olduğunuzda, o an içinizden yapmak gelen otomatik tepkinin (uzaklaşmak) farkında olarak o tepkiyi göstermeden önce durabilir, bir mesafe bırakabilir ve ne yapacağınızı seçebilirsiniz. Seçiminize davranış yelpazeniz arasından karar verebilirsiniz. Davranış yelpazeniz, başlangıçta sadece geçmişten gelen otomatik tepkinizden ibaret iken zamanla (mesafe bırakmayı öğrendikçe) gelişecektir. Örneğin; arkadaşınızın sözleri karşısında hissettiğiniz duyguyu ifade etmek, bu sözlerin sizde yarattığı düşünceyi aktarmak gibi… Bu arada yine cevap vermemeyi seçebilirsiniz. Ancak bu otomatik tepki değil, bir seçim olur. Farklı seçenekler arasından durup tercih ettiğiniz bir seçim.


Başa çıkma yöntemlerimiz, çocuklukta işe yaramış olabilir. Örneğin; ebeveyn öfkeli ve kırıcı sözler sarf ederken onunla iletişimden uzak durmak çocuk için kendini koruyucu bir davranış olmuş olabilir. Ancak yetişkinlik çağına geldiğinde aynı davranışı sürdürüyor olması bugünkü yaşantısını zorlaştırıyor olabilir. Gösterdiği uzaklaşma davranışının yanı sıra aslında bu kırıcı sözleri söyleyen kişiye karşı içinde yaşadığı duygular, ifade edemediği düşünceler ve kendisini geçmişteki o çocuk gibi hissetmesinin yarattığı ağırlık asıl mesele olmaktadır. Bu sürecin sonunda da uzaklaşmaktadır. Tepkinin otomatik olması doğal olarak özgür hissetmemesine ve sorun yaşamasına sebep olabilmektedir.


ree

Çözümün burada yazdığımız kadar kolay olmadığının biliyoruz. O anın içindeyken durabilmek, göstermek üzere olduğumuz tepkinin farkına varıp onu durdurabilmek bir seferde olan bir şey değildir. Amaç her zaman durdurmak da değildir. O durumun sizde yarattığı bedensel, duygusal ve davranışsal sürecin farkına varmak sonunda yine otomatik tepkiyi vermek de bir gelişimdir.

"O anki sizin" yaşadığı her duyuma kucak açmak en önemlisi...


Bir başka açıdan ele alırsak; özgürlük denildiğinde en sık karşılaşılan metaforlar; kuş olmak, uçmak veya gökyüzü ile açıklanarak karşımıza çıkabilmektedir. Metaforların ne anlattığını incelediğimiz yazımızı ayrı tutarak, burada değinmek istediğimiz nokta, bu metaforu seçimlerimizdeki özgürlüğümüze uyarlamak: Örnekte belirttiğimiz duruma uzaklaşma tepkisini göstermeden evvel tıpkı bir kuş misali gökyüzünden bakarsak -yani olayı dışarıdan gözleyip üçüncü bir göz gibi değerlendirirsek- vereceğimiz kararda daha özgür olabilir ve kanatlarımızı dilediğimiz yöne açabiliriz.


Tüm bunların yanında eğer yaşadıklarınızla başa çıkarken oldukça zorlanıyor ve kendinize bildiğiniz yöntemlerle destek olamaz halde iseniz, bir uzmana başvurmak önceliğiniz olabilir. Gelişen farkındalığınız sizi özgür seçimlere ulaştıracaktır.


Uzman Klinik Psikolog

Nur KALYONCUOĞLU


 
 
 

Yorumlar


© 2018 by Nur Kalyoncuoğlu

bottom of page